ÇEVRE HIGHLIGHTS - 27. SAYI
44 OCAK 2025 22. Kitap Şenliği Sinan Meydan Röportajı Röportajı Yapan Öğrenciler: Begüm Renda, Kemal Ege Sucu, Elif Kaçmaz ve Ece Yılmaz Okulumuza hoş geldiniz… Öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz ve bizlere Atatürk’ü çok daha yakından tanıma fırsatı yarattığınız için çok teşekkür ederiz. Sizi biraz tanıyarak başlamak isteriz. Yazma yolculuğunuz ne zaman, nasıl başladı? Sizlerle birlikte olmak benim için çok büyük bir gurur. Bunu Atatürk’ten aldığım ilhamla söylüyorum, bu hayatımın temel felsefesi. Gençlerle birlikte olmayı, onlarlar tecrübelerimi paylaşmayı çok önemsiyorum. Yazma yolculuğu çocukluk yaşlarıma kadar gidiyor. Ortaokul-lise yıllarında başlayan o motivasyon üniversite yıllarında sürekli araştırarak devam etti diyebilirim. Atatürk ile ilgili araştırma yapan biri olarak Atatürk’ün sizi en çok etkileyen özelliği nedir? Atatürk’ün beni etkileyen çok özelliği var ama özellikle iki tanesi çok önemli benim için. Atatürk’ün her koşulda kitap okuması bunlardan biri.1. Dünya Savaşı sırasında Muş ve Bitlis’te görev yaparken 1916 yılında, aynı gün içinde 5 kitap okuduğunu not düşmüş. Çanakkale’de de romanlar okuyor. Bu çok etkileyici, zor koşullarda bile okumaktan vazgeçmiyor. Atatürk için kitap okumak bir boş zaman etkinliği değil. Onun için hayatının doğal bir parçası. Mustafa Kemal’in Atatürk olmasını ne sağladı diye sorarsanız, onun doğuştan gelen bir dehası var ama deha yetmez onu keskinleştirmek gerekiyor. Bunu okuyarak başarmış. Onun dışında beni etkileyen diğer özelliği de en kötü koşullarda umudunu kaybetmemesi. 1. Dünya Savaşı kaybedilmiş, Osmanlı İmparatorluğu paramparça olmuş ama Atatürk arkadaşına imzalığı fotoğrafın altına “Muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz.“ diye yazıyor. İstanbul işgal ediliyor geldikleri gibi giderler diyor. En zor koşullarda vazgeçmemesi de beni etkilemiştir. Türk tarihindeki daha az bilinen ama üzerinde durulması gereken kahramanlar kimlerdir? Atatürk’ün bir kadrosu vardır her dönemde. Atatürk’ü başarılı kılan doğru insanlarla hareket etmesidir. Kurtuluş Savaşı’nda da devrimleri yaparken de bir kadrosu vardır. Bu insanları tanımak lazım. O zaman Atatürk’ün başarı yöntemini de görmüş oluyoruz. Mustafa Necati, Reşit Galip, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç, Celal Bayar, Afet İnan, Refik Saydam gibi isimleri sayabiliriz. Bu insanları tanımadan biz o devrimleri anlayamıyoruz. Devrimleri yaparken Atatürk güvendiği insanların inisiyatifine bırakmış bazı konuları. O sebeple doğru bir kadro ile hareket etmeye özen gösteriyor. Kitaplarınızı yazarken süreciniz nasıl ilerliyor, kaynakları nasıl buluyor ve neye göre değerlendiriyorsunuz? Eskiden süreç daha zordu. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kolaylaştı. Örneğin Lozan kitabı 10 yıllık bir araştırmanın sonunda önünüze gelebildi. Literatür tarıyorsunuz önce, sonra orada boşlukları tespit ediyorsunuz ve topladığınız belge- bilgilerle kendi tezinizi ortaya koyuyorsunuz. Bu tür bir tarih araştırması yaparken sadece bizim arşivlerimiz yetmiyor. Önünüzdeki kitap için İngiliz, Fransız, Amerikan arşivlerine baktım, dünya basınını taramadım. Zahmetli ve uzun soluklu çalışmalar bunlar. Tarihi hikâyeleştirerek anlatmak, gerçeklerin çarpıtılma riskini taşır mı? Bu konuda neler düşünüyorsunuz? Her zaman taşır. Tarihi roman okumak iyidir, zihin açıcıdır ama onlar romandır, tarih değildir. Benim de iki romanım var orada gerçeklere sadık kalmaya özen gösterdim ama yüzde yüz kalamazsınız. O zaman tarihi roman olmaz. Kurgu girdiği zaman o tarih olmaktan çıkar. Tarih anlatılırken onun mutlak doğru olduğunu düşünmemek lazım. Oradan ilham alabiliriz ama anlatılan şey yüzde yüz tarih değildir. Yazma sürecinde en zorlandığınız kitap hangisiydi ve bu süreç size neler öğretti? Son çıkan kitabım Lozan’ın 10 yıllık bir çalışma süreci oldu, bu beni zorladı diyebilirim. Güncel ve tartışılan bir konu. Bütün bilgileri ayıklamak doğrularını bulmak güncel tartışmalara göz atmak zorlayıcı diyebilirim. En çok hangi şairlerden etkilendiniz ve şu an edebiyat dünyamızda hangi şair ya da yazarları takip ediyorsunuz? Herkes gibi benim de etkilendiğim şairler var. Bunların başında Nazım Hikmet geliyor. Kurtuluş Savaşı’nın nasıl zor koşullarda kazanıldığını anlatan Kuvayi Milliye Destanı beni çok etkilemiştir. Çağdaş edebiyattan da polisiye severim, özellikle de tarihle bağlantı kuran yazarları okurum. Bu noktada Ahmet Ümit keyifle okuduğum bir yazar. Aynı zamanda yakın arkadaşım olan Tuna Kiremitçi’yi okurum. Ama bunların yanında edebiyat klasiklerini de tekrar tekrar okurum. Klasik romanlar biz tarihçiler için o dönemin atmosferini ortaya koyduğu için önemlidir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=