ÇEVRE HIGHLIGHTS - 28. SAYI

50 HAZ ø RAN 2025 Prof. Dr. Doğanay TOLUNAY Röportajı Yapan Öğrenciler: Lal Petekçi, Serra Topaloğlu Küresel ısınmayı azaltmak için bireysel olarak hangi önlemleri alabiliriz? Nereden başlarız? Öncelikli olarak evlerimizden başlayabiliriz. Evlerinizde gereksiz lambaları söndürerek, odalara girip çıkarken özellikle kullanmadığımız lambaları kapatarak... Sonrasında televizyon, bilgisayar gibi aletler “stand by” konumundayken yine enerji harcamaya devam eder, onları kapatarak başlayabiliriz. Tabii sizin yaş grubunuzda sizden çok büyüklerinize, ailelerinizi de bilinçlendirebilirsiniz. Örneğin, en fazla evleri ısıtırken ya da soğuturken enerjiyi fazla kullanmak... Örneğin, doğalgazı fazla yakmak… Evin sıcaklığını yirmi dört değil de yirmi bir dereceye düşürürseniz oradan tasarruf edersiniz. Toplu ulaşım kullanmak, her yere özel araçla gitmemek gibi daha çok fosil yakıt tüketimini azaltacak çalışmalar yapabilirsiniz. Teşekkür ederiz. Peki, toplumsal bilinçlenme ve eğitim programları hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? İklim değişikliği özelinde söyleyeyim, her yaş grubu için farklıdır. Ana sınıfı, ilkokullar, ortaokullar, üniversiteler için farklı farklı eğitimler var. Bunun için daha çok sivil toplum örgütleri eğitimler yapıyor, TEMA gibi kurumlar yapıyor. Bir de biz uzmanları yetiştirmek için de iklim değişikliği eğitimleri yapıyoruz. Uzmanlar derken örneğin bakanlıklarda çalışanlar, belediyelerde çalışanlar... Onlarda farkındalıktan çok iklim değişikliğini, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için neler yapılması gerektiğini öğrenip bunları da hayata uygulamaları için çalışıyoruz. Örneğin, sellerle mücadele etmek belediyelerin görevidir. Belediyedekilerin sellerle ilgili neler yapmaları gerektiğini, bunlara karşı nasıl önlem almaları gerektiğini bilmeleri gerekiyor. O nedenle belediyeler, bakanlıklardaki personele daha bilimsel ve detaylı bilgi veriyoruz. Ama sizin yaş grubunuzdakiler için “İklim değişikliği nedir, iklim değişikliğine ya da çevre sorunlarına ne gibi önlemler alınır?” gibi konularla ilgili eğitimler veriyoruz. İklim değişikliğiyle mücadelede en etkili yöntem hangisidir? Şimdi, iklimdeğişikliğiylemücadele dediğimiz zaman aslında iki şey var: Birini “azaltım” olarak adlandırıyoruz. Azaltım dediğimiz şey, atmosfere verdiğimiz sera gazı emisyonlarını azaltmak. Bunların da en büyük sebebi fosil yakıtlar. Fosil yakıtlar; kömür, petrol, doğal gaz gibi yakıtlardır. Bunların yanması sonucunda atmosfere karbondioksit çıkıyor. O nedenle fosil yakıt tüketimini azaltmak gerekiyor. Yani fosil yakıtların bazısını doğrudan kullanıyoruz. Örneğin, doğalgazı ya da otomobillerde petrolü ya da benzini, dolaylı olarak da kullanabiliyoruz. Örneğin, elektrik. Elektriğin üretildiği yerde fosil yakıt kullanılıyor. Nerede? Termik santrallerde. Birincisi bu. Bir diğeri, atmosfere verdiğimiz karbondioksiti azaltan ekosistemler var. Bu ekosistemler başta ormanlar, denizler. Bunların korunması ve alanının genişletilmesi lazım ki fotosentezle oradaki bitkiler karbondioksit alıp bitkide depolasın. Bir de uyum var. O da iklim değişikliğine bağlı olarak görünen aşırı hava olayları. Az önce bahsettiğimiz kuraklık, seller, dolu, fırtına gibi. Bunların daha fazla olması bekleniyor. İnsanların, canlıların, ekosistemlerin bunlardan, bu aşırı hava olaylarından etkilenmemesi için önlem almaya iklim değişikliğine uyum çalışmaları diyoruz. Örneğin, dere yataklarına bina yapılmaması, heyelan olabilecek yerlere yerleşim yapılmaması gibi şeyler… Veya deniz kıyılarında deniz taşabiliyor, seviyesi yükseliyor, oralara yerleşim yapılmaması çalışmaları iklim değişikliğine uyum örneğidir. Bu ikisine hem azaltım hem uyum, iklim değişikliğiyle mücadele olarak adlandırılıyor. Küresel ısınmanın en belirgin sonucu sizce neler? Şu an için en belirgini: sıcaklık artışları. Yani birçok etkisi var küresel ısınma ve iklim değişikliğinin. Hem atmosfer hem deniz sıcaklıkları artıyor. Buna bağlı olarak da bazı yerlerde sıcaklık artmasıyla buharlaşma arttığı için kuraklıklar oluyor. Denizden ve su yüzeylerinden buharlaşma da artıyor sıcaklık arttıkça. Bu sefer de atmosferde çok fazla su buharı olduğu için bazı yerlere çokça yağmur yağıyor. O zaman da seller meydana geliyor. Onun ardından örneğin, deniz seviyeleri yükseliyor ama o deniz seviyelerinin yükselmesini çok fazla hissetmiyoruz. Yılda üç milimetre kadar yükseliyor dünyada deniz seviyeleri. Çok yavaş ilerlediği için onu fark etmiyoruz. Ama özellikle sıcaklık artışları ve sıcaklık artışlarına bağlı olarak buharlaşmanın artması, havadaki buharın yağış olarak düşmesi, seller ve kuraklık şeklinde kendini gösteriyor. Küresel iklim modelleri gelecekteki iklim değişikliklerini nasıl tahmin eder? Çeşitli senaryolar üzerinden tahmin ediliyor. Yani aslında şöyle, elimde bir cam küre yok biliyorsunuz, geleceği görmemiz mümkün değil. Geleceği biz şekillendiriyoruz. Bizim bundan sonra, yani biz derken insanların, bundan sonra yapacaklarımız veya yapmayacaklarımız geleceği şekillendirecek. Örneğin, az önce de bahsettim fosil yakıt kullanmaya devam edersek o bir senaryo. O zaman ne olur? Ne kadar fazla fosil yakıt kullanırsak ormanları korumazsak o en kötü senaryoya, 2050-2070 yılında, sıcaklıklara ne olabilir, buradan tahmin ediliyor. Başka bir modelde ise fosil yakıt tüketimini yüzde elli azaltırsak ormanları korursak şeklinde bir senaryo oluşturuluyor. O senaryo üzerinden de veriler iki bin yüz yılında sıcaklıklar iki buçuk derece olur, diyor. Bu arada en kötü senaryoya 2100 yılında dört derece daha sıcak olabilir dünyanın ortalama sıcaklığı. Kötünün iyisinde 2,7 olabilir. Bir de tozpembe senaryo var: Önümüzdeki yirmi beş yıl içinde ormanların, ekosistemlerin atmosferden aldığı karbondioksitle biz insanların atmosfere verdiği eşit olursa o zaman sıcaklık artışları iki derecenin altında kalabilir. Niye tozpembe diyorum? Onun olabilmesi için önümüzdeki yirmi beş yıl içinde sera gazı emisyonlarımızı %67 oranında azaltmamız lazım. Çok zor. Ekosistemlerin aldığıyla bizim verdiklerimizin eşitlenebilmesi için her geçen gün geç kalıyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=