ÇEVRE HIGHLIGHTS - 28. SAYI

52 HAZ ø RAN 2025 Zerzevan Kalesi – Prof. Dr. Aytaç COŞKUN ile Röportaj Röportajı Yapan Öğrenciler: Begüm Renda, Nehir Özçolak, Kemal Ege Sucu Zerzevan Kalesi hakkında, bu kalenin tarihi önemi için neler söyleyebilirsiniz? Zerzevan Kalesi, Roma’nın sınır garnizonu ve askeri bir şehir. 3000 yıldır yerleşim görmüş dünyanın en iyi korunmuş garnizonlarından birisidir. Ayrıca içinde Mithras kutsal alanına sahip olması, Roma’nın ezoterik gizem inancına ışık tutmaktadır. Arkeolojik kazılar ile elde edilen tarihi bulgular oldukça önemli bir yere sahiptir. Şimdiye kadar Asur, Pers, Parth ve özellikle de Roma dönemlerinin hem sosyal yaşantısını, hem de askeri yaşantısını açıklaması açısından on binlerce eser ortaya çıkarıldı ve söz konusu eserlerin eşi benzeri yoktur üniktir. Zerzevan Kalesi’nde kazı ve restorasyon çalışmaları 2014 yılında başladı ve halen etkili bir biçimde devam etmektedir. Göbeklitepe Gezisi’nin duraklarından birisi olarak biz de Zervevan Kalesi’ni görmüştük ve fazlasıyla etkileyiciydi. Diğer Roma garnizonlarında da Mithras Tapınağı var mı? Aslında Zerzevan’ı önemli kılan noktalardan birisi de bu durumudur. Anadolu’da örneği yok; Suriye’de ve İngiltere’de örneği var ancak en iyi korunmuşu Zerzevan Kalesi’nde yer alıyor. Genelde Mithras tapınaklarına ya da kutsal alanlara baktığımızda bu oluşumların şehrin dışında kurulduğunu görüyoruz. Özgün yönü ile Zerzevan Kalesi ve Mithras Kutsal Alanı UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır. Yakın zamanda asıl listede yerini alacaktır. Ne kadar önemli bir yer olduğundan bahsettiniz. Yapılan kazılarda en çekici buluntular nelerdir? Şimdiye kadar mesela üç bin yıllık klorit taşına işlenmiş bir Asur mühürü bulundu. Oldukça derin bir yerdeydi ve Asur eserleri ile birlikte ortaya çıktı. Üzerinde bir hayat ağacı ve Tanrı figürü bulunmaktadır. Aslında o mühür Asur yöneticisinin imzası. Boynunda taşıdığı bu mühür ile çivi yazısı ile yazılmış önemli evraklarını mühürleyerek ilgili kişilere göndermektedir. Böylece hem mektubun açılıp açılmadığı, hem de kimden geldiği mesajı alan tarafından anlaşılmış oluyor. Bu yüzden oldukça önemli bir eser olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte çok sayıda ameliyat aletleri ortaya çıkarıldır. Bunlar da önemli keşiflerden. Yine baktığımız zaman kemikten yapılmış flütler bulundu. Bu buluntular da bursıanın sadece askeri bir şehir olmadığını gösterdi bizlere. Başka bir flütü ise Mithras Tapınağı’nın yakınlarında bulduk. Bu da bize Mithras seremonilerinde enstrümanların da kullanıldığını gösterdi. Söz konusu bulgular sanatın da kalede olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca bir vaftiz kovası da ilginç bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Hıristiyanlık açısından ünik bir örnek; bu kovanın dünyada eşi benzeri de bulunmuyor. Şu an gerçekleştirilen kazılardan çok önce, 1895’da bulunmuş ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne götürülmüş. Biz de bu vaftiz kovasını tekrar ait olduğu yere, Diyarbakır’a getirdik. Şu an Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor ve dünyanın her yerinden sadece vaftiz kovasını görmek için gelenler bulunmaktadır. Peki özellikle de bu denli önemli tarihi yapılarla dolu bir coğrafyada yaşayan biz gençlere tarihimizi ve kültürümüzü koruma konusunda neler yapabilecekleri hakkındaki önerileriniz nelerdir? Zerzevan Kalesi ve Mithras Kutsal Alanı’nın korunması, tamamının ziyarete açılması içinde yoğun çalışmalarımız devam ediyor. Zerzevan Kalesi’nin hem arkeolojik olarak hem de sosyal projeler ile de ön plana çıkması önemli amaçlarımızdandır. Çocukları, gençleri, yöre halkını da işin içine olabildiğince dahil etmek istiyoruz ve bu yönde projeleri hayata geçiriyoruz. Çocuklarda ve gençlerde arkeolojik alanları koruma bilincinin oluşması açısından çalışmalar yapılmalı. Benim size tavsiyem tabi ki öncelikle bizlerin ne yaptığını çok iyi anlamanız, araştırma yapıp okuma yapmanız, çevrenizde farkındalık yaratmanız, arkeolojik alanları, müzeleri ziyaret etmenizdir. Arkeolojik kazı süreci nasıl işliyor bundan da biraz bahsedebilir misiniz? Mesela saha çalışmalarında karşılaştığınız zorluklar nelerdir? On iki ay boyunca kazı çalışmaları aralıksız devam ediyor. Sadece kazı değil şu an restorasyon çalışmaları da önemli aşamada. Tabi ki hava şartları bizi çok zorluyor. Bir de oldukça hassas çalışılması gerekiyor bu tarz kazılarda. Gerçekleştirilen çalışmaları sadece kazı olarak düşünmemek gerekir. Açıkcası kazıp çıkartmak aslında en kolayı. Ortaya çıkardığınız kültür varlıklarının, arkeolojik eserlerin çok iyi belgelenmesi gerekiyor. Mevcut alanda fotoğrafları çekiliyor, çizimleri yapılıyor, korunması gereken koşullar belirleniyor. Bunlarla ilgili notlar alındıktan sonra bu eserler topraktan çıkarılabiliyor. Daha sonra kazı alanlarına yakın kurulan kazı evimiz, laboratuvarlarımız bulunmakta ve eser mevcut haliyle detaylı belgelendikten sonra restoratörler buluntuları teslim alıyor. Eser temizlendikten sonra tekrar belgeleniyor. Böylece bir nevi hem bilimsel çalışmalara hem de müzede sergilenmeye hazır hale getiriliyor. Yıl sonunda da bizler bulduğumuz eserleri müzeye teslim ediyoruz ve bunlardan sergilenecek nitelikte olanlar da siz ziyaretçiler ile buluşmuş oluyor. Röportajımıza konuk olduğunuz için çok teşekkür ederiz Ben teşekkür ederim.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=